Kimdir bu yorgun adam ?

São Tomé & Príncipe
Etrafındaki herşeyden yorulmuş yalnızlığın everest'ine ulaşmış beklentisiz yalnız ve çok yorgun bir ruha sahip genç bir beden var burda... Dünya dışında yaşayan sadece yazmayı seven biri...

Hacı bizde ne ararsan burda

19 Haziran 2013 Çarşamba

Maziye eklenen bir yıl daha...



Bir senenin daha sonuna geldik sanırım bu şehirde yarın yine yola düşeceğim kafamda beynimi kemiren deli sorularla...




Evet bir boşluğa düşmüştüm ve toparlanmam biraz zaman aldı ama bu toparlanma sürecinde de çok hasar aldım...




Acısıyla tatlısıyla bir seneyi geride bıraktım.

Tamam kabul ediyorum acısı biraz daha fazlaydı bu senenin ama yinede iyi atlattım diyebilirim...

Bazı sahte dostlukların farkına vardım.

Çehremi değiştirmem gerekti ve çok zordu bu bir ara sudan çıkmış balık gibi çırpındım ama o suya tekrar girmek için değil başka bir denize düşmek içindi çırpınışlarım ve sonunda düştüm...

İşte hikayede düştükten sonra başlıyor....

Çok güzel dostluklar edindim yeni güzel insanlarla tanıştım elimden tutan çok dostum oldu bu sene...

Karşılıksız menfaatsiz dostluklar kurdum.

Tam da ümidimi yitirmişken oldu bunlar.

Bu şehirde onca yaşadıklarımdan sonra böyle sağlam dostluklar kuracağım aklımın ucundan bile geçmezdi.

Ama bu şehir şaşırttı beni...

Yeni bir aile kurdum sanki burada yeni yeni kardeşlerim oldu hepsine canımı feda edebileceğim.

İsim vermeden yazıyorum buraya ama hepsi anlayacaklardır...

Derslerden koptum bazen sınav zamanı imdadıma yetiştiler bir çıkar beklemeden.

Bunaldım ağır psikolojik travmalar yaşadım saatlerce oturup beni dinlediler.

Dertlerimi paylaştılar dertlerini paylaştım...

Bazen onları da bunalttım ama hiç biri of bile demedi.

En çekilmez olduğum zamanlarda bile beni çektiler.

Sadece konuştuğumda bile beni öyle çok rahatlatan dostlar edindim...

Bir sözü hatta bir bakışı ile beni güldüren dostlar edindim.

Cebimizde ki son kuruşlarla yemek yedik son dal sigaramızı döndük...

Aynı masada kadehlerimizi tokuşturduk...

Yeri geldi bir olduk güldük bir olduk gözyaşı döktük...

SATMADIK en önemlisi birbirimizi çıkarsız sevdik kardeş dedik can dedik birbirimize...

Sırt çevirmedik bir menfaat uğruna beraber yandık beraber eğlendik...

Can olduk birbirimize kardeş olduk sevincimizi paylaşıp çoğalttık üzüntümüzü paylaşıp azalttık...

Ve dediğim gibi acısıyla tatlısıyla koskoca bir yılı daha mazide bıraktık dosttan da öte candan öte kardeşten öte insanlarla...

Ve ben onlara koskocaman bir teşekkür borçluyum.

Şu güzel geçen bir senemizde varsa bir yanlışım affola.

Yanımda olan ve yanımdan ayrılmayacaklarına emin olduğum dostlarım kardeşlerim Allah hepinizin gönlüne göre versin...

İyi ki varsınız hepinize çok ama çok teşekkür ederim...

13 Haziran 2013 Perşembe

Herşey o gün başlamıştı...

Sıradan bir arkadaş buluşmasıydı uzunca bir süre görememiştim seni yıllar olmuştu gözlerine bakmayalı içimde kalan bir çocukluk aşkımdın sadece ta ki o güne kadar.
O gün başlamıştı işte herşey zamansız bir fırtına kopmuştu yüreğimde...
Anlamadığım çözemediğim ve hiçbir zaman çözemeyeceğim duyguların esiri olmuştum yıllar sonra gözlerine baktığımda...
Kalp atışlarımda ki ritimler sanki bozulmuştu heyecandan ben daha önce hiç böyle olmamıştım...
Sen belki farkında değildin ama o gün gözlerimi gözlerinden alamamıştım.
Mantığım buna karşı çıkıyordu dost dediğim bir insana karşı böyle şeyler hissedemezdim.
Mantığımın karşı çıktığı ama yüreğimin vazgeçemediği birşeydi bu...
Ve yüreğimin mantığımı yenmesi ile başlamıştı bu aşk...
Artık yaşadığım her saniyede aldığım her nefeste sen vardın benim için bir an olsun aklımda çıkmıyordun.
Bir insan nefes almayı unutabilir mi ?
İşte sen benim nefesim gibiydin seni unutursam ölürdüm ben...
Bu yazıyı bir sene sonra yazıyorum o buluşmanın üzerinden yaklaşık bir sene geçti ve hala aynı şeyleri hissediyorum.
Belki çok yanlıştı düşündüklerim bunu yapmamam lazımdı mantıksız birşeydi belki ama hiçbir aşkın içinde mantık yoktur.
Tarifsizdi o an yaşadıklarım masalda gibiydim gözlerimi gözlerinden alamıyor içinde kayboluyordum resmen senden başkası orda en ufak dikkatimi çekmiyordu...
Acaba hiç düşünmedin mi orda o sokak satıcısının zorlada olsa sattığı o gülü o kadar arkadaşım varken neden sana verdim bunu düşünüp düşünmediğini çok merak ediyorum...
Velhasıl kelam bir senedir her sözümde şiirimde bir tek sen varsın...
Şair adam yüzlerce şiirde yüzlerce kişiyi anlatmaz
Şair adam yüzlerce şiirde tek bir prensesi anlatır...
İşte sana yazılmış ama okunmamış yüzlerce mısralarım var benim...
Şiirlerimde sen vardın sözlerimde sen vardın dinlediğim şarkılarda sen vardın yüreğimin en derin en gizli yerinde sen vardın...
İnanamıyordum kendime ben bir anda böyle bir tutkuya böyle bir aşka nasıl kapılmıştım...
Ben bu aşkla yanıp tutuşurken sevdiğin müzikleri dinleyip sevdiğin filmleri seyrederken seni yaşıyordum resmen seni yüreğimde yaşatıyordum...
Ve bu aşkın en kötü yanı bütün bu yaşadıklarımdan senin hiç bir zaman haberin olmadı...
Belki de hiç bir zaman olmayacak haberin seni uzak bir şehirde seven bir aşığın olduğundan...
Belki pişman olacağım karşına çıkmadığımdan...
Belki bir gün döneceğim karşına çıkıp haykıracağım delicesine..
Seni seviyorum diye
Belki bir cevap olarak sağlam bir tokat yiyeceğim
Belki o olan dostluğumuzda bitecek
Ama ben seni seveceğim...
Sen bunu bilsende bilmesende...
Herşey o gün başlamıştı o buluşmada ve herşey o an başlamıştı o sokak satıcısını zorla sattığı o gülü sana uzattığım anda gözlerine baktığımda...
Neyse şairin de dediği gibi
Uzun uzun anlatılmaz tek bildiğim sen aşksın...