Kimdir bu yorgun adam ?

São Tomé & Príncipe
Etrafındaki herşeyden yorulmuş yalnızlığın everest'ine ulaşmış beklentisiz yalnız ve çok yorgun bir ruha sahip genç bir beden var burda... Dünya dışında yaşayan sadece yazmayı seven biri...

Hacı bizde ne ararsan burda

25 Aralık 2013 Çarşamba

Gitmeyi çok isterdim.



Gitmeyi çok isterdim.

Çok uzaklar olmasada beni hiç kimsenin tanımdağı bir yerlere...

Sıfırdan başlayabilmeliyim hayata.. Sıfırdan olmasada yaşadığım acıları hatırlamayacak kadar...

Sıkılıyorum..

Artık gözlerimi her kapattığımda seni hatırlamaktan, hatırlarken acı duymaktan...

Sıkılıyorum...


Haddinden fazla sıkılıyorum hemde.


Dünyevi ve manevi olan bütün işlerden bunaldım artık. Deniz aşırı bir ülkeye gidip hiç tanımadığım bir millet içinde sessiz sakin bir hayat yaşamak istiyorum. Ve arkamda ki herşeyi bırakmak istiyorum kimse ulaşamasın bana.


Çok yoruldum hayattaki herşeyden etrafımda iki yüzlü insanların bana gülmesinden yoruldum.


Ölümü çare olarak görsem herhalde çoktan intihar etmiştim.


Durum o kadar vahim anlayacağınız.


Etrafımda dolaşan çakal ruhlu insan olma meziyetinden yoksun canlılar savaşmaktan yoruldum.


Taraf olanların içinde taraf olmadan yaşamaktan yoruldum.


Hayatımda ki herşey için önüme zorunlu seçenekler konulmasından ve bu yollları seçmediğim için sistem tarafından dışlanmaktan yoruldum.


Gitmeyi çok isterdim...


Uzaklara olmasada hiç tanınmadığım bir yere...


Fırtınalı denizlerde gemisini kurtarmaya çalışan kaptan rolünü üstlenmekten bıktım yoruldum artık.


Artık ben fırtınalı denizlerden çıkıp sessiz sakin sığ masmavi suların olduğu bir sahilde yaşlanmak istiyorum.


Kimsenin tanımadığı ismimin bile bilinmediği yalnız adam diye etrafta bilinen gizemli biri olmak istiyorum.


Bu gürültülü stresli koşturmacalı şehirden hayattan kaçmak istiyorum.


Bir gün ansızın hiç kimsenin beklemediği bir an bunu yapacağımı biliyorum.


Gözüm arkada da kalmayacak nasılsa sırt çantamı alıp yollara çıkacağım bir gün...


Bunu herhalde bir tek siz bilirsiniz gitmeden yazarım size bir yazı.


Belkide budur o yazı hiç belli olmaz...


Arkamdan birileri iyi oldu diyecek gittiği kurtulduk diyecekler bazıları üzülecek bazıları ağlayacak bazıları kahkahalar atacak belkide, ama artık ne ağlayan umrumda nede kahkaha atan...


Ben sadece gitmeyi çok istiyorum


Uzaklara olmasada hiç tanınmadığım bir yere...

DOST..!

"Günaydın" ve "iyi geceler" mesajları atabileceğim bir dostum olsun istedim hep. 
Fütursuzca konuşabileyim istedim o'nunla.
Kafamdaki milyon düşünceyi paylaşabileyim, beraber düşünebilelim istedim.
Beni ileri taşısın istedim hep, saatlerce felsefe yapabilelim istedim.
Görüşmesek te, uzakta da olsak kopmayalım istedim hep.
Araya ne kadar zaman ya da mesafe de girse, kaldığımız yerden devam edelim istedim.
Sevgililerimiz tanısın birbirini, anlaşamasalar da sorun olmasın, kardeş gibi olalım istedim.
Ruh eşim olsun istedim, hissetsin. yanımda olsun kötü olduğumda, tek kelamı yetsin istedim.
İstedim ki konuşmaya gerek kalmasın, biz birbirimizi anlayalım. kendi aramızda bir lisanımız olsun, kimse bilmesin.
Bir diziyi ya da filmi aynı anda izleyelim istedim. izlerken yorumlaşalım mesajla. eleştirelim, gülelim, ağlayalım istedim. yanyana olalım, destek olalım.
Dost istedim hep. yoldaş istedim. gönülden ve ruhen bağlı olduğum birini istedim. gönül dostu istedim. kardeş istedim arada bağ olmasa da ve kardeşten yakın olsun istedim.
Sevgili değildi istediğim; dosttu. hiç olmadı. nasib olmadı. çok bekledim, hala bekliyorum.
Mevlana'nın Şems'i beklediği gibi bekliyorum.

Kim bilir; belki gelir...

Biraz huzur...

Beni bu yaşımda kabul edecek huzur evi varmıdır ?

Çok ama çok yoruldum..

Bedenimi, ruhumu, gönlümü saldım artık.. Başkalarının insafina bırakmak istemiyorum.. Çırpınmaktan, oyunlar oynamaktan, hiç anlamayacaklara çok şeyler anlatmaktan, sert yumruklarla yere düşüp sırıtarak ayağa kalkmaktan bıktım artık...

Alın beni sizinim artık!...

Ben, benim olduğum sürece hem kendi yaralarımı kanatıyorum hem sizinkileri.. İnkar ettiklerinizi gözünüze sokuyorum ve beni bu yüzden dinlemek istemiyorsunuz.. Sevdayı zamana bırakamadım ben, acıktığımda yemeden, susadığımda içmeden, hüzünlendiğimde ağlamadan, kızdığımda küfretmeden, özlediğimde yollara düşmeden yapamadım ben.... Sevmediğim kadınların koynunda sabahlayamadım, mutsuz olduğum işlerde çalışamadım, gerçekten canımın çektiklerini değil de nedenlerini sizin bile açıklayamadığınız dayatmalarınızı kendime anlatamadim... 

Gencecik kadınların "aşk yok" diye haykırmalarını anlayamadım.. Beyaz gelinliğiyle kucağında eşiği geçireceği kadını bugünden aşağılayan adamları anlayamadim.. Siyaseti tayyiple denizden ibaret sananları anlayamadim.. Çocuğunu on tane kursa yollayıp annelik babalık yaptığını sananlara haklısınız diyemedim.. 30 yılıma ihanet etmeyi beceremedim, ölmeyi beceremedim... Ölümümü bekleyeceğim herkesten ve her şeyden uzak bir yer bulamadim.

Alın sizinim artık.. Alın ve bana rahat bir yatak verin.. Sahte duygulardan, insanların kendine söylediği yalanlardan, kibirden, ağlamaktan korkanlardan uzak durabileceğim, 20 yıl öncesinin çocukluğumun sabahını anımsatan bir yatak verin bana!.. 


Uyuyup uyanmayacağim bir yatak...